İsrail ve Japonya’dan hususi firmalar son yıllarda uzay gemilerini indirmeyi denediler ve başarısız oldular. Ayrıca Çin, 2019’da ve yine 2020’de indi ve 2030’a kadar oraya astronot göndermeyi hedefliyor. NASA, uzun solukta ay üstünde ve çevresinde altyapı inşa etmeyi amaçlayan Artemis programı vesilesiyle kendi ay kampanyası üstünde çalışıyor. Bunların hepsi, kapsamı ve amacı bakımından oldukça değişik ve daha birçok rakiple beraber, ABD Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği’nin Soğuk Harp rekabetini anımsatan bir ay yarışı şeklinde bir şeye temas etti.
Bugün hedef oldukça değil bir siyasal sistemin diğerine üstünlüğünü kanıtlamak, sadece fizyolojik bir konuma, ayın cenup kutbuna, buz şeklindeki suyun devamlı gölgeli kraterlerde yatmış olduğu bir yarış. Bu buza erişebilmek, herhangi bir insan yerleşimi için yaşamsal ehemmiyet taşır, yalnızca su yaşamı sürdürmenin anahtarı olduğundan değil, bununla birlikte bileşen parçaları olan hidrojen ve oksijen roket yakıtı olarak kullanılabileceği ve potansiyel olarak ayı uzayda bir benzin istasyonu haline getirebileceği ve güneş sisteminin öteki bölümlerine bir sıçrama tahtası.
NASA bilim misyonu müdürlüğünün eski başkanı Thomas Zurbuchen, “ABD’nin Artemis stratejisini belirlemesiyle, ayı hakkaten stratejinin eleştiri bir parçası haline getirdik ve bu yüzden bunu yaparak tüm dünyanın dinlediğini düşünüyorum” dedi. “Gördüğünüz şey, Ay ortamının birçok ülke için bir varış noktası ve ulusal bir zorunluluk haline gelmesi. Bu şekilde bir ilgi olmasına şaşırmadım.”
Beyaz Saray’ın geçen yıl sonlarında yapmış olduğu bir açıklamaya bakılırsa, önümüzdeki on yılda NASA, Ay’ın üstündeki ve yakınındaki insan faaliyetinin “Uzay Çağı’nın başladığı 1957’den bu yana bu bölgede meydana gelenlere eşit yada bundan daha çok olacağını” tahmin etti. Ay etrafındaki bilimsel çabaları koordine etmek için bir plan ortaya koydu.
Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi müdür yardımcısı Matthew Daniels, Haziran ayında yapmış olduğu bir sunumda, bu düzeydeki faaliyetlerin önümüzdeki on yılda 150 göreve ulaşabileceğini söylemiş oldu. Bu da bizim için yeni bir durum” dedi. Bu dünyanın geniş bir kısmı aya gitmekle ilgilendiğini ifade ediyor.” “Bu ülkelerin bir alt kümesi, Ay’da kalıcı bir varlığın başlangıcını yaratmak yada kalmak için inandırıcı bir niyet ifade ediyor” diye ekledi.
Rusya için, Luna-25 olarak malum iniş, 47 yıl sonrasında aya ilk iniş denemesi olacaktı. Bu, ülkenin kendisini küresel bir uzay yarışında öne sürmesinin ve uzay programının Sovyet döneminden bu yana zayıflamasına karşın hala bir oyuncu bulunduğunu göstermesinin bir yolu. Bilimsel yükler taşıyan uzay aracının en erken Pazartesi günü iniş yapması planlanıyor. Rus uzay ajansı başkanı Yuri Borisov, devlet televizyonuna yapmış olduğu açıklamada, “Araştırmanın tüm neticeleri Dünya’ya aktarılacak” dedi. “Suyun varlığıyla ve ek olarak toprak, saha çalışmasıyla ilgili öteki birçok deneyle ilgileniyoruz.”
Uzay hırslarını artırmaya çalışan Hindistan için, Chandrayaan-3 görevi, 2019’da başarısız bir aya iniş girişiminin peşinden kendini kurtarmak için bir talih. Her şey plana bakılırsa giderse, uzay aracının Çarşamba günü yere inmesi planlanıyor. Çabalar, bu yıl Japonya’dan ve 2019’da İsrail’den hususi şirketlerin girişimlerini takip ediyor ve her ikisi de düştü ve Dünya’nın ortalama 240.000 mil uzaktaki havasız yasak komşusuna inişin zorluğunu gösteriyor.
Uzaydaki en büyük Amerikan rakibi olan Çin, son yıllarda istikrarlı ve büyük seviyede başarı göstermiş bir ay kampanyası yürütüyor. 2019’da, gezicisinin çalışmaya devam etmiş olduğu ayın uzak tarafına bir uzay aracı indiren ilk ülke oldu. 2020’de, Dünya’ya iade edilen bilimsel araştırmalar için örnekler biriktirerek ay yüzeyine geri döndü. Ek olarak alçak Dünya yörüngesinde bir uzay istasyonu kurdu ve Mars’a bir gezici indi.
Sonrasında doğal ki NASA var. Geçen yıl Artemis kampanyasını Orion uzay aracını içinde kimse olmadan ayın çevresinde uçurarak başlattı. Gelecek yıl, benzer bir vazife planlıyor, sadece kapsülde dört astronot var. Bundan ilkin, bir takım robotik vazife planlıyor, bunlardan ilki bu yıl sonuna kadar, iki firmanın uzay aracını ay yüzeyine göndererek bunu icra eden ilk ticari girişimler olma çabasıyla gerçekleşebilir.
NASA ile bir sözleşme kapsamında çalışan Houston merkezli Intuitive Machines, bu yıl iniş bölgesini cenup kutbuna taşıdı. Ay’da devamlı bir insan varlığı için en iyi yerlerden biri olması planlanıyor.”
Misyon, Kasım ayında Elon Musk’ın SpaceX’i tarafınca başlatılacak. Pittsburgh merkezli bir şirket olan Astrobotic de bu senenin sonlarında Ay yüzeyine bilimsel yüklerle donatılmış bir arazi aracı göndermeyi hedefliyor. O da NASA ile sözleşmeli ve United Launch Alliance’ın yeni Vulcan roketinde fırlatılacak.
Derin uzay insani bulgu hedeflerinde on senelerce devam eden azca ilerlemenin peşinden NASA, şimdi aya dönüşe odaklandı ve gerçek para harcamaya başladı. Astronotları aya indirebilecek uzay aracı geliştirmek için SpaceX ve Jeff Bezos’un Blue Origin şirketine birkaç milyar dolarlık sözleşme imzaladı. Blue Origin ek olarak, gevşek kaya ve kir için jeolojik terim olan ay regolitinden güneş pilleri ve iletim kablosu inşa etmek için 34 milyon dolardan fazla bir sözleşme kazanmıştır. (Bezos, The Washington Post’un sahibidir.)
NASA ek olarak, ayın yörüngesinde duracak ve astronotlar ve malzemeler için bir hazırlık noktası görevi görecek olan Ağ Geçidi adlı bir uzay istasyonu inşa etmek için çalışıyor. Ay’a devamlı odaklanma, her başkanlık yönetimiyle değişen çeşitli yönler ve öncelikler verilen uzay ajansı için mühim bir değişim.
Apollo programının sona ermesinden bu yana geçen on yıllarda, uzay ajansı aya, peşinden Mars’a ve bir asteroide ve peşinden yine aya yönlendirildi. Sadece Trump yönetimi esnasında doğan Artemis programı, Biden yönetimi tarafınca gönülden sahiplenildi. NASA’nın aya ilk hanım ve beyaz olmayan insanı gönderme taahhüdünü yerine getirmeye istekli olan Kurultay’de iki partinin desteğine haiz.
Öteki bir itici unsur, hem Trump hem de Biden yönetimlerinin ABD’nin Çin ile bir uzay yarışında bulunduğunu ve bilhassa ay hırslarından kaygı duyduğunu söylemesi. NASA yönetici yardımcısı Pam Melroy, geçen yıl The Post’a verdiği bir röportajda, Çin’in bilhassa su buzu şeklinde kaynakları çıkarırken ayda iyi mi davranacağı mevzusunda endişeli bulunduğunu söylemiş oldu. “Beni gerginleştiriyor mu?” dedi. “Evet, bilhassa Çin ile.”
Diğerlerinin de iyi mi davranacağı belli değil. Şeffaflığı teşvik etmek için NASA ve Dışişleri Bakanlığı, uzayın barışçıl kullanımı için kurallar belirleyen ve ay yüzeyindeki davranışları yöneten yasal bir çerçeve olan Artemis Anlaşmaları adlı bir program oluşturdu. Şimdiye kadar ortalama 30 ülke, bilimsel keşifleri halka açık bir halde paylaşmak ve ulusların ay yüzeyinde rahatsız edilmeden çalışabilecekleri “güvenli bölgeler” oluşturmak şeklinde bir takım kuralı imzaladı ve bunlara uyması mecburi kılındı. Hindistan imza sahibidir ve Haziran ayında iştirak etmiştir. Sadece Rusya değil ve bununla birlikte ayın cenup kutbunda bir varlık oluşturmayı hedefleyen Çin de değil.
Bu, ayda iyi mi davranabileceklerine dair soruları gündeme getiriyor. “İnsanlar ne yaptıkları mevzusunda açık ve saydam olacak mı?” Ulusal Uzay Konseyi’nin eski yönetici sekreteri ve George Washington Üniversitesi Uzay Politikası Enstitüsü’nün direktörü Scott Pace söylemiş oldu. Artemis Anlaşmalarını imzalayanların misyonları ve planları hakkında ayrıntılar vermeleri icap ettiğini söylemiş oldu: “Nereye gidiyorlar? Ya başarısızlıklar olursa? Bilimsel veriler mi? Demek istediğim, teşvik etmek istediğimiz türden bir açıklık ve Artemis Anlaşmaları öteki insanların takip etmesi için iyi bir model olacak.
Gene de, ay yüzeyinde daha çok aktiviteye haiz olmanın yararları olabileceğini söylemiş oldu. “Gittikçe daha çok ülkenin aya gidebilmesi, aya inebilmesi, yalnızca kapasite ve yeterlilik geliştirmekle kalmıyor,” dedi, “insanların beraber çalışmasını kolaylaştırır ve bilim camiasını oluşturur.”
Source: www.washingtonpost.com