İşletmeler bulutun yakalanması zor yatırım getirisini nasıl bulabilir?

Altyapı tasarrufları ve çeviklik avantajlarından (bulut 1.0 olarak değerlendirdiğimiz) yararlanmak için verilerini ve uygulamalarını basitçe buluta taşıyan bir işletme olmakla kurum genelinde değer yaratan bir işletme olmak arasında fark vardır; (bulut destekli veya bulut 2.0). İkincisi, bulutun yakalanması zor yatırım getirisini bulmanın anahtarıdır.

PwC’nin Bulut İşletme Anketi, yöneticilerin %78’inin işletmelerinin bazı veya çoğu alanında bulutu benimsediğini gösteriyor. Ancak, yalnızca %10’u bulut teknolojisi yatırımlarının bir sonucu olarak bütünsel faydalar bildirdi. Bu boşluğu doldurmaya çalışan birçok kuruluş, bulut dönüşümü yolculuklarını yeniden düşünüyor.

Peki şirketler bulutun kendileri için daha iyi çalışmasını nasıl sağlayabilir, bulut 2.0’a ulaşabilir ve en yüksek yatırım getirisini elde edebilir?

Taktikten stratejiye geçiş

Başlamak için, geçişin ötesini düşünün. O zamanlar buluta parça parça bir yaklaşım başlamak için doğru yol olabilirdi, ancak şimdi şirketler bu yöntemin potansiyeli sınırladığını görüyor. Bu ilk aşama, bir kuruluşun kendi veri merkezlerinden buluta büyük bir yeniden barındırma uygulamaları dalgasını gördüğümüz yerdir. Altyapı tasarruflarından ellerinden gelenin en iyisini elde ettiler ve bir bulut mimarisi aracılığıyla biraz esneklik ve çeviklik kazandılar. Hareket, sermaye harcamalarını işletme giderlerine dönüştürürken öncelikle taktikseldi.

Bulut 2.0 – veya bulut destekli – daha stratejiktir ve daha geniş bir vizyonu iş sonuçlarıyla uyumlu hale getirir. Geçişin ötesinde, kuruluşun bulut teknolojisinden ne zaman, nerede ve neden yararlandığı konusunda net ve bilinçli olmak anlamına gelir. Yetenekleri özetlemek için bir yol haritası geliştirmek, bulutun kilidini açmaya yardımcı olur ve operasyonların nasıl yeniden tasarlanabileceğini gösterir.

Bu yeni aşama birden çok adım içerebilir. Bazı kuruluşlar, gerçek bir bulut stratejisi oluşturmaya veya yenilemeye geri dönecektir. Diğerleri, halihazırda bulutta bulunanların modernizasyonuna odaklanacak: Ağırlıklı olarak verileri süper şarj etme ve hiper ölçekleyiciler ve üçüncü taraf sağlayıcılar tarafından sağlanan yüzlerce hizmeti etkinleştirme. Bu yolculuğun bir sonraki aşaması, yeni nesil iş modelleri tasarlayarak ve eskiyen uygulamaları bulut tabanlı teknolojilerle yeniden yazarak ön büronun iş modelinin yeniden keşfi olacak.

Bulutun gerçek değerini tanımlama

Anketimiz, buluttan güç alan kuruluşların bunu, uygulamaları modernize ederek ve yeni nesil, bulut tabanlı ofis uygulamalarını benimseyerek yaptığını (işlerini yeniden keşfettiğini) ortaya koyuyor. Basitçe söylemek gerekirse, daha önce veya şu anda taşınan uygulamaları alıp bunları Bulut Hizmeti Sağlayıcıları (CSP’ler) tarafından sağlanan, muazzam inovasyon yeteneklerine sahip hizmetlere bağlayarak mimarilerini modernize ettiler.

Modernizasyon, bulut yatırımlarında yatırım getirisini en üst düzeye çıkarmada uzun bir yol kat eden IoT, yapay zeka ve tahmine dayalı analitik gibi ileri teknolojilerin kullanımının önünü açıyor. Belirli iş hedefleri için en güçlü iş gerekçesine dayanan bulut teknolojisini etkin bir şekilde uygulamaktan kazanılacak çok şey var.

Halihazırda bunu yapmış olan kuruluşlar, veri yönetimi ve raporlama gibi düşük değerli görevler yerine daha üst düzey, sonuç odaklı görevlere odaklanmalarına olanak tanıyan çok daha fazla ölçeklenebilirlik ve çeviklikten yararlanıyor. Anketimiz, bu yaklaşımın ekonomik istikrarsızlık nedeniyle gelir artışının devam etmesine neden olduğunu gösteriyor.

Dikkate alınması gereken bulut maliyetleri

Ancak kuruluşların maliyet tasarrufu yapabilmeleri için önce harcama yapmaları gerekebilir. Şirketlerin çoğunluğunun veri merkezlerini kapatmak, veri ve uygulamaları bulut sağlayıcılara taşımak gibi teknik tasarrufları değerlendirdiğini görüyoruz.

Bilgi işlem ve depolama gereksinimlerinin doğru ve ayrıntılı hesaplanması, ağ bant genişliği giderleri, risk ve kontrollerin uygulanması ve ayrıca sürekli destek ihtiyacı gibi maliyet faktörleri genellikle göz ardı edilir.

Çalışan eğitimi, mimari değerlendirmeleri ve modernizasyon maliyetlerinin yanı sıra bir bulut mükemmellik merkezi için finansman da dikkate alınmalıdır. Sonuç olarak, maliyetler bir kuruluşun bulutla neyi başarmaya çalıştığına bağlı olacaktır, bu nedenle belirli iş hedefleri için özelleştirilmiş kapsamlı bir maliyet hesaplama çerçevesi uygulamak en iyisidir.

İyi haber şu ki, anketimiz, buluttan güç alan şirketlerin ortalama %92 maliyet tasarrufu rapor ederken, buluttan güç almayan şirketler için yalnızca %43 maliyet tasarrufu bildirdiğini ortaya çıkardı. Bu azalma, teknoloji liderlerinin en önemli iş hedeflerine veya işlevsel alanlara öncelik vermesi ve buna göre belirli bulut dönüşümlerine odaklanması için mükemmel bir durum oluşturuyor.

Bulut 2.0’a ulaşmak için işbirliği ve güven gerekiyor

Bulut 2.0, bulutun iş stratejinizle aynı hizada olmasını sağlamak anlamına geldiğinden, CIO’lar geleceğe ulaşmada çok büyük bir role sahiptir, ancak bunu tek başlarına yapamazlar. Bulut yatırımlarında yatırım getirisini en üst düzeye çıkarmak için en başından diğer C-suite liderleriyle işbirliği yaparak liderlik etmeleri gerekecek.

PwC verileri, bulutla çalışan şirketlerin %80’den fazlasındaki CIO’ların, bulut dönüşüm projelerini belirlerken kuruluşlarının CISO’su, CDO’su, CEO’su ve COO’su ile yakın bir şekilde çalıştıklarını bildiriyor. Yeni mimariler, geçiş sırasında bulutla paralel çalışan eski sistemlerin karmaşıklığıyla uğraşırken bu rolleri genişletirken yeni teknolojilerin öğrenilmesini ve benimsenmesini destekleyecek.

Devam eden bu işbirliğinin basamaklı etkileri olması muhtemeldir. Örneğin, birlikte çalışan CIO’lar ve CFO’lar, bulutun kuruluşlarının finansal modelini nasıl değiştirdiğini (veya değiştirebileceğini) daha doğru bir şekilde belirleyebilir.

Dönüşüme yerleşik güven

Bulut 2.0’ın diğer bir kritik özelliği güvendir ve tüm dönüşüm girişimlerine dahil edilmelidir. Bu, bir sonraki inovasyon ve farklılaşma dalgasının temelleri olan ve yalnızca bulut tarafından mümkün kılınan yapay zeka, metaverse ve web3 gibi daha ileriye dönük alanları içerir.

Hangi teknolojinin kendilerine en fazla değeri getirdiğini derinlemesine inceleyen tüm şirketler için, bulutun getirebileceği sonsuz fırsatlardan tam olarak yararlanmak için stratejiye odaklanmaları gerekecek. Ayrıca, kurum genelindeki dönüşümleri, oraya gitmenin ne zaman ve hangi alanlarda mantıklı olmadığını bilmekle dengelemeleri gerekiyor.

Bunların hepsi, bulutun yakalanması zor yatırım getirisini bulmanın bir parçasıdır ve özellikle tüm “bulutla çalışan” şirketlerin dönüşümlerinden sonra daha iyi karar verdiklerini bildirdiklerini düşündüğünüzde, bu çabaya değer.

Cenk Özdemir, PwC’nin bulut ve dijital lideridir.