- Çin’in sıçrayan büyümesi ve emlak piyasası engelleri, Japonya’nın 1990’lardaki sorunlarıyla karşılaştırılmasına yol açtı.
- JPMorgan stratejistleri, Çin’in konut sektörünü istikrara kavuşturamazsa “Japonlaşma” riskini taşıdığını söylemiş oldu.
- Sadece temel farklılıklar devam ediyor ve Çin ekonomisi hemen hemen 30 yıl önceki Japonya krizi seviyesinde değil.
Çin’in tökezleyen ekonomisi, Japonya’nın otuz yıl önceki ekonomisiyle karşılaştırılıyor, sadece uzmanlar ikisini birbirinden ayıran temel farklılıkların bulunduğunu söylüyor.
Pekin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisini hemen hemen birçok kişinin beklediği pandemi sonrası toparlanmaya yönlendiremedi ve mevcut engelleri içinde sallanan bir emlak piyasası, deflasyon ve elverişsiz demografi sayılıyor.
Çin Ulusal İstatistik Bürosu, Temmuz ayında tüketici fiyat endeksinin senelik %0,3 düşerek ekonomiyi deflasyona sürüklediğini ve 1990’ların başındaki Japonya’nın hatıralarını körüklediğini bildirdi. Financial Times’ın bildirdiğine bakılırsa, son veriler Pekin’i ekonomistlere son verileri negatif bir halde yansıtmamalarını yada deflasyon hakkında konuşmamalarını anlatmaya bile itti.
Sadece uzmanlara bakılırsa, otuz yıl ilkin Japon ekonomisi zayıf bir gelişme, varlık fiyatlarında bir düşüş ve dengede Çin’in mevcut senaryosundan daha fena olan konut sorunuyla karşı karşıya kaldı.
Yalnız bu yıl Japonya’nın borsaları 1990’da görülen yüksek seviyelerin aralığına geri döndü. Nikkei 225, otuz yılı aşkın bir süredir ilk kez Mayıs ayında 30.000 sınırını aştı.
Brookings Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı ve Çin uzmanı olan David Dollar, Insider’a Çin’in “ciddi” ekonomik sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu sadece bunların hemen hemen Japonya’nın görmüş olduğu kadar vahim olmadığını söylemiş oldu.
Dolar, “İnsanlar derhal Japonya’yla ve Çin’de şu anda Japonya’nın ölçeğiyle ne kadar balon var ise onu karşılaştırmaya gidiyorlar.”
JPMorgan stratejistleri, Çin’in Japonya’nın izinden gitmekten kaçınmak istiyorsa emlak piyasasını istikrara kavuşturması ve yaşlanan nüfusuna hitap etmesi gerektiği mevzusunda uyardı.
Banka, “Kaygı verici bir sinyal, ikinci çeyrek ev fiyatlarının son aylarda, 1Ç23’teki geçici bir toparlanmanın peşinden bazı şehirlerde tekrardan düşmeye başlamasıdır” dedi. Stratejistler ek olarak 2019’da Çin’in nüfusunun %12,6’sının, 1991’de Japonya’nın %12,7’sine paralel olarak 65 yaş ve üstü olduğuna dikkat çekti.
Bununla beraber, Çin’in, Japonya’nın haiz olmadığı, kendi lehine çalışan avantajları bulunduğunu belirttiler. Çin, nispeten daha düşük bir kentleşme oranına haizdir; bu, yenilenen bir üretkenlik patlaması için daha yüksek bir artış ve konut talebi için daha çok alan anlamına gelir.
Ülke ek olarak daha çok STEM mezunu üretiyor ve Japonya’nın 1990’larda yaptığından fazlaca daha büyük bir iç pazara ve daha kuvvetli bir imalat sektörüne haiz.
Daha da önemlisi, şirket Çin’in emlak sektörünü, Brookings’in Doları’nın yankıladığı bir nokta olan, ekonomik balon patladığında Japonya’nınki kadar aşırı kıymetli görmüyor.
“Unutma,” dedi Dollar, “Tokyo bir zamanlar tüm ABD Birleşik Devletleri’nden daha değerliydi. Japonya’da emlak tutarları üçte iki oranında düştü ve borsa hala 1989’daki konumuna geri dönemedi. Çin’de aynı gayrimenkul yada hisse senedi balonuna haiz olduğumuzu düşünmüyorum.”
Source: www.businessinsider.com