Bu yazı Europe Express bültenimizin yerinde bir versiyonudur. Haber bülteninin hafta içi her gün ve Cumartesi sabahı direkt gelen kutunuza gönderilmesi için buradan kaydolun
Yeniden hoş geldiniz. Finlandiya’nın 1956’dan 1982’ye kadar cumhurbaşkanı olan Urho Kekkonen bir keresinde şunu gözlemlemişti: “Yansız devletler olmasıyla birlikte tarafsızlığın da çeşitleri vardır.”
Bu algısal bir noktaydı; sadece şimdi, Rusya’nın Ukrayna’yı tam kapsamlı işgalinin üstünden 18 aydan fazla süre geçtikten sonrasında, tarafsızlığın ya modası geçiyor ya da en azından Avrupa’da tartışmalara yol açıyor. tony.barber@ft.com adresindeyim.
“En azından Avrupa’da” diye vurgu yapıyorum şundan dolayı başka yerlerde belli bir tür tarafsızlık canlı ve iyi durumda. BM Genel Kurulu Şubat ayında Rusya’yı Ukrayna’dan güçlerini çekmeye çağıran bir sonucu kabul ettiğinde, ortalama 141 ülke lehte, yedi ülke aleyhte oy kullandı, sadece 32 ülke çekimser kaldı.
Bunlara, sağlam bir çağdaş bağlantısızlık geleneğine haiz olan Cezayir ve Hindistan şeklinde Afrika ve Asya devletleri de dahildi. Fakat hem de bir zamanlar Sovyetler Birliği’nde Moskova’nın kontrolü altında olan dört Orta Asya ülkesi olan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan da bu listeye dahildi. Beşinci “-stan” olan Türkmenistan ise BM seçimlerine katılmamayı tercih etti. Bu şekilde, Orta Asya beşlisi, ulusal bağımsızlığını koruma ve büyük güç rekabetine kapılmama arzusunun sinyalini verdi.
Soğuk Cenk esnasında tarafsızlığı benimseyen bir çok ülkenin politikalarını kimi zaman oldukça trajik bir halde uyarladığı Avrupa’da durum değişik. Bu hafta Avusturya, İrlanda, Malta ve İsviçre’ye odaklanacağım fakat ilkin Finlandiya ve İsveç hakkında birkaç söz söyleyeceğim.
Şimal Avrupa’nın dönüşümü
Finlandiya Nisan ayında NATO’ya katılarak ABD liderliğindeki ittifakın 31. üyesi oldu. Türkiye’nin itirazlarını kaldırması halinde İsveç’in de aynı yolu izlemesi umut ediliyor. Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırısı, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılım başvurularının en yakın nedeniydi, sadece gerçekte her iki ülke de Soğuk Cenk’ın sona ermesinden bu yana ittifaka yaklaşıyordu.
1939-1944 yılları aralığında Sovyetler Birliği ile iki harp icra eden Finlandiya için sorun, 1948 senesinde Moskova ile imzalanan “dostluk anlaşması”ndan meydana gelen ulusal bağımsızlığa yönelik kısıtlamaların kaldırılmasıydı.

Tarafsızlık geleneği 19. yüzyılın ilk yarısına dayanan İsveç için NATO uygulaması daha derin bir siyasal ve ruhsal değişimi bununla beraber getirdi. Atlantik Konseyi fikir kuruluşunun Şimal Avrupa direktörü Anna Wieslander’in geçen yıl belirttiği şeklinde, tarafsızlık İsveç’e “arabuluculuk, sulh görüşmeleri ve tabanca kontrolü açısından internasyonal politikada hususi bir manevra alanı” vermişti.
Soğuk Cenk esnasında hiçbir politikacı, İsveç’in bu imajını, Stockholm’de suikasta uğramış olduğu 1969 ile 1986 yılları aralığında toplam 11 yıl başbakanlık icra eden Toplumsal Demokrat Olof Palme kadar iyi temsil edemedi.
Avusturya: NATO’ya katılım arzusu yok
Palme’nin Avusturya’daki eşdeğeri, 1959’dan 1966’ya kadar dışişleri bakanı ve 1970’den 1983’e kadar şansölye olarak vazife icra eden Toplumcu Bruno Kreisky’ydi. Görevdeki bu uzun dönemleri esnasında Kreisky, Avusturya’yı doğu ile batı içinde bir köprü ve düzinelerce BM toplantısının yeri olarak kurdu. ve öteki internasyonal kuruluşlar.
Hem de, Gabriele Silini’nin Mondo Internazionale için yazdığı bu makalede açıklanmış olduğu şeklinde, ülkenin, İkinci Dünya Savaşı’nda Müttefikler tarafınca 10 yıl işgal edildikten sonrasında 1955’te tam bağımsızlığına ulaşması, kalıcı tarafsızlığın benimsenmesine bağlıydı.
Artık Avusturya’da tarafsızlık daha ilkin asla olmadığı kadar tartışılıyor. Şubat ayında, değişik kesimlerden 90’dan fazla siyasetçi, üst düzey subaylar ve eski yüksek rütbeli diplomatlar, ülkenin kıymet verdiği tarafsızlığının tekrardan gözden geçirilmesi çağrısında bulunan açık bir mektup yayınladı.
Temmuz ayında Avusturya, bir Avrupa hava müdafa sistemi olan Sky Shield’a katılma niyet beyanını imzalayarak İsviçre’ye katıldı. Almanya’nın Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin arkasından hayata geçirdiği sistem, Avrupa ülkelerinin beraber müdafa sistemi satın almasına ve ortak eğitim vermesine olanak sağlayacak şekilde tasarlandı.
Sadece Avusturya’da Finlandiya ve İsveç’in arkasından NATO’ya katılma mevzusunda pek talep yok. Avusturya Avrupa Politikası Derneği’nin mayıs ayında yayınladığı bir ankete nazaran, Avusturyalıların yüzde 60’ı NATO’ya katılmaya karşı, yalnızca yüzde 21’i lehte.

Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığına karşın bu rakamların 2021’den (62’ye karşı, yüzde 23’e karşı) ve 2022’den (64’e karşı, yüzde 17’ye karşı) bu yana pek değişmemesi dikkat çekici.
İsviçre: Baskı altında katı tarafsızlık
İsviçre’nin tarafsızlık geleneği, tarihçi Marco Jorio’nun Neue Zürcher Zeitung için yazdığı bu makalede takdire şayan bir açıklıkla ortaya konduğu şeklinde, kim bilir herhangi bir Avrupa ülkesi içinde en köklü olanıdır.
Sadece Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinden bu yana hükümetin tarafsızlık mevzusundaki katı yorumu, İsviçre ile Avrupalı dostları içinde bazı diplomatik gerilimlere yol açtı. Bunun bir örneği, hükümetin Haziran ayında ortalama 100 tane naftalinli Leopard muharebe tankının Ukrayna’ya ihracatına izin vermeyi reddetmesidir.
Bu hikayede şaşırtıcı bir değişim olarak, geçen ay hükümete ilişkin tabanca grubu Ruag’ın bu tanklardan 25 tanesini Bavyeralı bir şirkete satmış olduğu ortaya çıktı.
Kamuoyu açısından bakıldığında, resmi NATO üyeliğine karşıtlığın yanı sıra tarafsızlığa verilen destek de yüksek olmaya devam ediyor. Sadece bir kamu araştırma üniversitesi olan ETH Zürih’teki Güvenlik Emekleri Merkezi için meydana getirilen bu ankette, İsviçrelilerin ortalama yüzde 55’inin NATO ile “yakınlaşmayı” desteklediğini görüyoruz. Bu oran 2021’de yüzde 45’ti.

Bu şekilde bir tavsiye ilk kez İsviçre’de çoğunluk desteği aldı.
NATO ile “yakınlaşmanın” tam olarak neleri içerebileceğinin açıklanması gerekiyor. Sadece İsviçreli politika felsefecisi Katja Gentinetta, toplumun gelişen ruh halini, şu iddiayı öne sürdüğü bir makalesinde oldukça iyi elde etti:
İsviçre’nin tarafsızlığı tartışmalı hale geldi ve haklı olarak o şekilde. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının arkasından durum etik ve siyasal açıdan sorunlu hale geldi.
İrlanda: başkanlık patlaması
Haziran ayında tarafsızlık problemi sebebiyle siyasal bir fırtına patladığında İrlanda’daydım. Her şey, görevi büyük seviyede törensel olan devlet başkanı Michael D Higgins’in, hükümeti İrlanda’nın geleneksel olarak yansız müdafa politikasından tehlikeli bir “sapmaya” izin vermekle suçlamasıyla başladı.
Onun müdahalesi, Oxford Üniversitesi’nin eski rektör yardımcısı Louise Richardson’ın başkanlığını yapmış olduğu, güvenlik meseleleri üstüne hükümet tarafınca düzenlenen bir forumla aynı zamana denk geldi. İrlanda doğumlu olan kendisine geçen yıl Britanya İmparatorluğunun Bayanı unvanı verildi; Higgins’in ima etmiş olduğu bu onur, onu İngilizlerin güvenlikle ilgili resmi görüşleri lehine önyargılı hale getirdi.
Higgins hemen sonra sözleri için özür diledi sadece vaka gene de aydınlatıcıydı. Birçok İrlanda vatandaşı için tarafsızlığın, 20. yüzyılın başlarında Britanya İmparatorluğu’ndan kazanılan bağımsızlıktan duyulan gururla iyi mi bağlantılı bulunduğunu gösterdi.
Avusturya ve İsviçre’de olduğu şeklinde, tarafsızlığa yönelik halk desteği kuvvetli olmaya devam ediyor sadece İrlanda’nın askeri kapasitesini çoğaltması gerektiğine dair artan bir kabul var. Şu anda, İrlanda’nın müdafa harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı Avrupa’daki en düşük harcamalardan biri (aşağıdaki Dünya Bankası tablosuna bakınız) – gerçi geçen yıl hükümet bağımsızlıktan bu yana müdafa bütçesinde en büyük artışı duyuru etti.

Malta: Hiçbir ada ada değildir
Ve böylece Malta’ya. Akdeniz ada devletinin dış siyaset stratejisi, hükümetin anayasada yer edinen tarafsızlığın Malta’nın internasyonal rolünü koruduğu yönündeki kati görüşünü açıkça ortaya koyuyor.
Sadece ufukta bazı değişimler olabilir. Maltalı üst düzey dış ilişkiler uzmanı Carmelo Inguanez, yedi gün ilkin yapmış olduğu dikkat çekici bir konuşmada, AB’nin Ukrayna ve öteki ülkelerin gelecek yıllarda bloğa katılmasına izin verecek geniş kapsamlı kurumsal reformlar başlatması halinde tarafsızlığın geçerliliğini yitirebileceğine dikkat çekti.
Inguanez, mesela, AB dış politikası kararlarında oybirliği zorunluluğu ortadan kaldırılacak olsaydı, “Malta’nın tarafsızlığına bakılmaksızın çoğunluk oyuyla alınan kararlara uyması ve saygı duyması gerekirdi” diye yazdı.
AB karşılıklı müdafa
Aslına bakılırsa, AB’nin Lizbon Anlaşması, üye devletlerden birinin saldırıya uğraması durumunda birbirlerinin yardımına koşmalarını öngören bir karşılıklı müdafa maddesini (Madde 42.7) esasen içeriyor. Sadece bu maddede, “belirli üye devletlerin güvenlik ve müdafa politikalarının hususi karakterini” sakınan bir yargı yer ediniyor; bu, yansız AB ülkelerinin karşılıklı müdafa zorunluluğundan vazgeçmesi olarak okunabilir.
Özetle, Avusturya, İrlanda, Malta ve İsviçre’nin Finlandiya ve İsveç’i yansılamak edip NATO’ya katılmak için başvurması pek mümkün görünmüyor. Sadece ittifakla işbirliğinin arttırılması ve AB’nin müdafa düzenlemelerine daha yakın entegrasyon tamamen düşünülebilir.
İnsan Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgal ederken bu tarz şeyleri dikkate alıp almadığını merak ediyor.
Bu mevzu hakkında daha çok informasyon
Belirsiz ittifak: tarafsızlık, dönem dışı kalma ve Avrupa savunması – Avrupa Dış İlişkiler Konseyi için Clara Sophie Cramer ve Ulrike Franke tarafınca düzenlenen 2021 tarihindeki yazı koleksiyonu
Tony’nin haftanın seçimleri
-
FT’den Mercedes Ruehl, Singapur’un onlarca senedir küresel finans ve tecim merkezi olarak zenginleştiğini, sadece kent devletinin daha rekabetçi ve parçalanmış bir dünyaya cevap vermeye çalışmasıyla beraber risklerin de ortaya çıktığını bildirdi.
-
Royal United Services Institute için yazan Karel Svoboda, Giangiuseppe Pili ve Jack Crawford, harp zamanında Rusya’nın yüz kızartıcı ekonomik istatistiklerini halktan gizlediğini, sadece yayınlanmaya uygun görülen bazı verilerin bile ekonomideki zorluklara işaret ettiğini belirtiyor.
Sizin için tavsiye edilen bültenler
Brexit’in arkasından İngiltere — Birleşik Krallık ekonomisi AB dışındaki hayata uyum sağlarken son olarak gelişmelerden haberdar olun. Buradan kaydolun
Çalışıyorum — İş ve kariyer editörü Isabel Berwick’in haftalık bülteniyle günümüzün işyerlerini şekillendiren büyük fikirleri keşfedin. Buradan kaydolun
Avrupa Ekspresi’nden memnun musunuz? Buradan kaydolun her iş günü sabah 7’de CET’de ve cumartesi günleri öğlen CET’de direkt gelen kutunuza teslim edilmesini sağlayın. Bizlere ne düşündüğünüzü açıklayın, sizden haber almayı oldukça isteriz: europe.express@ft.com. Son olarak Avrupa hikayelerini takip edin @FT Avrupa
Source: www.ft.com