(Nanowerk HaberleriTexas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi’ndeki araştırmacılar, bazı nano bazlı kanser tedavilerinin genç hastalarda daha azca etkili olabileceğini keşfettiler ve yaşlanmanın vücudun tedaviye cevap verme kabiliyeti üstündeki etkisine ilişkin daha çok araştırma yapılması ihtiyacını vurguladılar.
Araştırmacılar yaşa bağlı farklılıkların karaciğerin kan dolaşımını ne kadar etkili filtrelediğine bağlı bulunduğunu buldu. Genç karaciğerler bu süreçte daha verimlidir; bu, kandaki toksinlerin sınırlandırılmasına destek sağlar, bununla birlikte yararlı tedavileri de filtreleyerek onları etkisiz hale getirebilir.
Emek harcama, şu tarihte gösterildi: Tabiat Nanoteknolojisi (“Fagositik temizlemede yaşla ilişkili eşitsizlik, kanser nanoterapötiklerinin etkinliğini etkisinde bırakır”), Işınım Onkolojisi alanında doçent olan Wen Jiang, MD, Ph.D. ve onkoloji profesörü Betty Kim, MD, Ph.D. tarafınca yönetilmiştir. Beyin cerrahisi.
Jiang, “Basitçe söylemek gerekirse, karaciğerimiz bizi korumak için tasarlandı, sadece gençleri nanoterapilerin etkinliğini sınırlayacak şekilde de koruyor olabilir” dedi. “Şu anda nano ölçekli dağıtım sistemlerine ve tasarımlarına oldukça fazla ilgi var, sadece asla kimse bu sistemlerin etkinliğinde yaşın iyi mi bir rol oynadığını hakkaten düşünmedi. Klinik öncesi modellerde, genç karaciğerler aslına bakarsak o denli iyi çalışıyor ki nanotıpların mühim bir kısmını filtreliyorlar. Bu, bazı durumlarda bu ilaçların genç hastalarda yaşlılara nazaran daha azca etkili olabileceği anlamına geliyor.”
İlacın direkt vücuda verildiği geleneksel kanser tedavilerinin aksine nanotıplar, tedavileri sağlamak için nano ölçekli taşıyıcılar kullanır. Nanotıp formülasyonlarının avantajlarından bazıları, tedavinin amacına bağlı olarak azaltılmış toksisite, artan hedef spesifikliği ve artan dozajı içerebilir.
Bugüne dek, 50’den fazla nano bazlı tedavi, Besin ve İlaç İdaresi tarafınca onaylanmıştır; bunlardan 19’u şu anda Ulusal Kanser Enstitüsü tarafınca kanserde kullanılmak suretiyle listelenmiştir. Çalışmanın tedavisi, 2005’ten bu yana bazı dirençli yada nükseden kanserler için kullanılan nanopartikül-albümine bağlı paklitakseldi.
Bilim adamları, karaciğerin kan dolaşımını tam olarak iyi mi filtrelediğine dair tüm mekanizmaları tam olarak anlamıyorlar, sadece önceki emek harcamalar temizleme hızı ile çöpçü reseptör MARCO’nun ifadesi içinde bir korelasyon bulunduğunu gösterdi. Bu protein, karaciğerde bulunan bağışıklık hücreleri olan genç Kupfer hücrelerinde daha çok anlatılır.
Genç ve yaşlı modeller arasındaki sonuçlardaki eşitsizliği doğruladıktan sonrasında ekip, ilacın temizlenmesini önlemek için ihtimaller içinde bir strateji olarak MARCO’nun terapötik blokajını araştırdı. MARCO’yu bloke etmek, nanotıp alımını azalttı ve ilacın kanser terapötiklerinden antitümör etkilerini geliştirdi, sadece yalnızca genç modellerde.
Jiang, “Bu yalnız bir örnek, sadece bu sonuçlar, değişik hasta popülasyonlarında etkili olan her insana uyan tek bir ilaç dağıtım stratejisinin devamlı olmayabileceğini ve kişiselleştirilmiş tasarımın gelecekteki nanotıplarda güvence edildiğini gösteriyor” dedi. “Ümit ederim bu emek verme bununla birlikte tasfiye sürecinin ve bunun iyi mi üstesinden gelineceğinin daha kapsamlı araştırılmasına da kapı açar.”
Jiang, bu çalışmanın kansere odaklandığını sadece herhangi bir nanoilaç dağıtım sistemi için potansiyel bir engeli incelediğini altını çizdi. Benzersiz temizleme mekanizmalarına haiz değişik proteinler, antikorlar ve virüsler var sadece bunların hepsi karaciğere bağlı, diye deklare etti.
Source: www.nanowerk.com