Parasız İsrail güncellemelerini alın
sana bir yollayacağız myFT Günlük Özet en sonuncuyu yuvarlayan e-posta İsrail her sabah haber
Joe Biden, İsrail’in temsili başkanı Isaac Herzog’u bu hafta Beyaz Saray’da kabul ederken, ABD ile İsrail arasındaki ilişkiyi “kesinlikle kırılmaz” olarak selamladı ve Orta Doğu’daki müttefikine olan “sıkıntılı” bağlılığından bahsetti.
Gene de ABD başkanının sıcak sözlerine karşın, bu haftaki diplomatik etkinlik telaşı, Benjamin Netanyahu’nun geçen yıl İsrail tarihinin en sağcı hükümetinin başına geçmesinden bu yana ABD ile en yakın müttefiklerinden biri arasındaki bağların ne seviyede gerilmiş bulunduğunu da gözler önüne serdi.
İsrail’in ABD’deki eski büyükelçisi ve şimdi Silver Road Capital Group’un başkanı olan Danny Ayalon, “Yönetim çizgiler içinde yürümeye çalışıyor” dedi. “İsrail’in arkasını kolladıklarını ve bununla birlikte bu hükümetle sorunları bulunduğunu göstermek için.”
Biden yönetiminin Netanyahu hükümetine yönelik eleştirilerinin bir kısmı, Filistinlilerin uzun süredir gelecekteki bir devletin kalbi olarak aramış olduğu, sadece İsrail’in 1967’den beri işgal etmiş olduğu Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerini genişletme planlarını hızlandırmasına yönelikti.
Biden yönetimi, internasyonal toplumun bir çok tarafınca yasa dışı kabul edilen yerleşimlerin genişletilmesini onlarca defa barışın önünde bir engel olarak damgaladı. İki hafta ilkin Netanyahu’nun kabinesinin İsrail’le 50 senelik ilişkilerinde karşılaşmış olduğu “en aşırı” figürlerden bazılarına haiz bulunduğunu söylemiş oldu ve onların Batı Şeria’daki “probleminin bir parçası” olarak “herhangi bir yere yerleşme” arzularını eleştirdi. Sadece bu haftaki kamuoyuna yapmış olduğu açıklamalarda, mevzudan büyük seviyede kaçındı.
Bunun yerine, Biden’ın en oldukca açıkca ifade etmiş olduğu kaygı, İsrail tarihindeki en büyük protesto dalgalarından birini ateşleyen ve ülkeyi son yılların en derin siyasal krizine sokan İsrail yargısının güçlerini zayıflatma hamleleriyle ilgiliydi.
Netanyahu ve müttefikleri, ilki Pazartesi günü oylanacak olan yargı değişikliklerinin aşırı kuvvetli bir yargıyı dizginlemek için lüzumlu olduğunda ısrar ediyorlar. Sadece eleştirmenler onları İsrail’in demokratik kurumlarına yönelik temel bir tehdit olarak görüyor. Bu hafta Biden, Netanyahu’yu düşünce birliği olmadan geniş kapsamlı değişimleri zorlamamaya bir kez daha çağırdı.
Biden, Salı günü Herzog ile görüştükten kısa bir süre sonrasında mesajını pekiştirmek için The New York Times’a “İsrail demokrasisinin canlılığı . . . ikili ilişkilerimizin aslı olarak kalmalıdır”. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby hemen sonra İsrail’in Kanal 12’sine yazının “başkanın kafasının nerede bulunduğunu doğru bir halde yansıttığını” söylemiş oldu.
ABD’nin eski İsrail büyükelçisi ve şimdi Lowy’nin Dış İlişkiler Konseyi’nde seçkin bir üyesi olan Martin Indyk, “Daha ilkin asla İsrail’in demokratik kurumları yada bağımsız yargısı problemininin sorgulandığı bir durumla karşılaşmamıştık” dedi.
“Ve bir başkanınız olduğunda bu daha büyük bir ehemmiyet kazanıyor. [in Biden] DSÖ . . . demokrasiyi ilerletmeye inanan.”
Gözlemciler, Biden’ın eleştirisini yargı revizyonuna odaklama kararının bir kısmının ABD iç siyasetinde yattığını söylemiş oldu. ABD’li siyasetçilerin İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin duruşu, son yıllarda giderek daha partizan bir sorun haline geldi.
Bu eğilim, Biden’ın selefi Donald Trump yönetiminin ABD’nin iki devletli çözüme yönelik uzun süredir devam eden yaklaşımından uzaklaşıp İsrail’i açık bir halde destekleyen bir takım yüksek profilli adım atmasının arkasından hızlandı. Bu hafta, Demokrat kurultay üyesi Pramila Jayapal’ın İsrail’i “ırkçı bir devlet” olarak damgalaması ve Cumhuriyetçilerin desteklediği bir kararın bu şekilde olmadığını söylemesine yol açması, bunun altını bir kez daha çizdi.
Indyk, aksine, Biden’ın Netanyahu’nun yargı revizyonu hakkında ikazlarının Cumhuriyetçilerin oldukca daha azca tepkisini çektiğini söylemiş oldu, bundan dolayı bilhassa ABD’deki Yahudi cemaatinin bir çok onun endişelerini paylaşıyor.
“[Biden] Bir seçim senesinde İsrail’le yerleşimler yüzünden kavgaya girmek istemeyecek” dedi. Sadece yargının bağımsızlığı mevzusunda bir savaşım vermeye oldukça hazır görünüyor” dedi.
Sadece Biden yönetiminin Netanyahu hükümetine yönelik eleştirilerini eylemlerle takip etme niyetinde olduğuna dair oldukca azca gösterge var. Bir MGK yetkilisi, “ABD-İsrail ilişkisinin “bir tür resmi tekrardan değerlendirmesinden söz edilmediğini” söylemiş oldu.
Ve göreve dönmesinden bu yana geçen yedi ay içinde Netanyahu’yu ABD’ye çağrı etmeyi anlamlı bir halde reddeden Biden, bunu nihayet bu hafta yapmış oldu – sadece herhangi bir tarih yada yer belirlenmedi ve yetkililer bunun büyük seviyede Herzog’un ziyaretini gölgede bırakan mevzuyu önlemek için yapıldığını söylemiş oldu.
Hakkaten de, Biden yönetimi, Batı Şeria yerleşimlerinde etkinlik gösteren İsrail araştırma enstitülerine fon sağlamaya yönelik Trump süreci politikasını durdursa da, bunun haricinde, analistlerin Netanyahu’ya beklenmedik bir siyasal kazanç sağlayabileceğini söylediği birkaç başka siyaset izledi.
İsrail ve ABD bu hafta, İsrail’i uzun süredir elinde tuttuğu ABD vize muafiyeti programına girme hedefine yaklaştıran bir antak kalma imzaladı. ABD’li yetkililer, Batı Şeria’da kötüleşen durumun, İsrail’in Suudi Arabistan ile bağlarını normalleştirme emelleri şeklinde mevzulara ayrılabilecek diplomatik bant genişliğini kullandığı mevzusunda hususi olarak uyarsa da, Biden yönetimi gene de ilişkilerin kurulmasını kolaylaştırmak için çalışıyor.
Diplomatlar ve eski yetkililer, kısa vadede bunun değişme ihtimalinin düşük bulunduğunu söylediler. “ [US-Israel] Müdafa ortaklık tam anlamıyla devam ediyor, bundan dolayı bu bununla birlikte bir Amerikan çıkarı. Temel hususi ilişki, insanoğlu arası bir ilişki olduğundan devam ediyor” dedi Ayalon. “Sadece [the Americans] kırmızı bayrak kaldırıyorlar.”
Source: www.ft.com