ABD, dış desteğe mutlak dolar cinsinden öteki varlıklı uluslardan daha çok harcıyor. Sadece birçok kalkınma uzmanı, ABD’nın başlıca yardım kurumu olan ABD Internasyonal Kalkınma Ajansı’nın (USAID) bütçesini en oldukca insana en etkili şekilde yardım edecek şekilde harcayıp harcamadığını sorguluyor.
USAID, yardımların çoğunu sağlamak için büyük seviyede iyi bağlantıları olan azca sayıda yükleniciye güveniyor; öteki gruplar ise sürecin karmaşıklığı sebebiyle müracaat yapmaktan bile çoğu zaman caydırılıyor. Geliştirme programlarının işe yarayıp yaramadığını görmek için hedef popülasyonun rastgele bir alt kümesi üstünde kontrol edilmiş olduğu randomize kontrollü emekler şeklinde titiz değerlendirme şekillerinin kullanılması ölçü değil istisnadır. Hedef, USAID’in 41 milyar dolarlık senelik bütçesinin büyük çoğunluğunun kanıtlanmış, kanıta dayalı ve uygun maliyetli bir halde uygulanan programlara gitmesiyse, yöneticilerin onlarca senedir paylaşmış olduğu bir hedefse, hala gidilecek uzun bir yol var. .
Ajansın bu statükoyu değiştirmekle görevlendirilen mevcut liderlerinden biri baş ekonomisti Dean Karlan’dır. Geçen yıl göreve atandığında Karlan, kalkınma ekonomisi alanında aslına bakarsanız bir devdi. Gelişmekte olan dünyada yoksullukla savaşım müdahalelerinin titiz değerlendirmelerini yürüten en etkili araştırma gruplarından kabul edilen Yoksulluk Eylemi için Yenilikler’i kurdu ve Princeton, Yale ve son olarak Northwestern’de ders verdi. Yazıları, Filipinler’deki hane halkı tasarruflarını artırma çabalarından Gana’daki ziraat sigortasına ve Peru’daki girişimcilik derslerine kadar her şeye değindi.
Onun atanması, programlarının daha kati kanıtlara dayanmasını isteyen USAID ve çevresindeki insanoğlu için büyük bir zafer olarak algılandı ve Karlan, işe yaklaşımıyla ilgili ilk halka açık röportajı için Future Perfect’e ulaştı. Konuşmamızın uzunluk ve netlik açısından düzenlenmiş bir metni alttadır.
Dylan Matthews
Kanıtların USAID harcama sürecine iyi mi entegre edileceğini merak ediyorum.
Bunun iyi mi çalıştığına dair modeliniz nedir? Ajans bütçesi, tahsis edilmemiş bütçeden belirli projelere tahsis edilmiş bütçeye iyi mi geçiyor? Peki buna kanıt ekleyebileceğiniz noktalar nerede?
Dekan Karlan
Sürece birazcık davranışsal iktisat uygulamak olan can alıcı bir felsefe var. Uygulamalı davranışsal ekonominin mantrası bunu kolaylaştırmaktır. İnsanların derin düşünme ve tam informasyon edinme anında yapmak istediklerini söyleyebilecekleri şeyi yapmalarını kolaylaştırın.
Bu aslen size pek bir şey ifade etmiyor, sadece yürürlükteki süreçleri ve bilgiyi doğru zamanda doğru zamanda doğru kişilere doğru şekilde iyi mi ulaştıracağımızı anlamaya çalıştığımızı konu alıyor.
Sefalar getirdin e-postalarından, sefalar getirdin notlarından, sefalar getirdin duygularından hakikaten oldukca etkilendim. USAID’de benzer düşüncelere haiz pek oldukca insan var. Muhteşem bulunduğunu söylemiyorum fakat “Bu değişimleri yapmak isterim, zorluklar tam da burada” diyen pek oldukca konuksever insan oldu.
Akademide USAID’in yapmış olduğu türden “iyi mi yapılır” kılavuzları üretmedik. Bu akademisyenlerin yapmış olduğu işin doğası değil. Yapmamız ihtiyaç duyulan şeylerden bazıları daha çok meta-analiz yapmak, mevcut araştırmaları USAID’in yapmış olduğu spesifik program çeşitleriyle giderek daha çok sentezlemektir.
Bu yalnız garip yazılardan oluşan bir koleksiyon değil, hem de daha kuralcı. “Kolaylaştır” derken kastettiğim şeyin bir kısmı da bu. Hakkaten girişimci bir insan olduğunuzu açıklayın. [USAID country] Göreve geldi ve şöyleki dedi: “Gidip Dean’in finansal katılım hakkında makalesini okuyacağım.” Makalem, “Bir etkinlik tasarımı olarak bu teklif talebinde tam olarak neye bağlı kalacağım?” demeye kafi gelecek şekilde onlara ulaşmamıştı.
Bu bir takım emek verme. Bunların bir kısmı kültür değişimiyle ilgili, bir kısmı da eğitimle ilgili. Süper istekli olan, sadece neyin kuvvetli kanıt ve neyin zayıf kanıt oluşturduğuna o denli maruz kalmayan insanları alıyor. En mühim değişimlerden biri kanıt kullanmaktan bahsederken kanıt kullanmaktan bahsetmediğimizi fark etmektir. DEDİN kanıt. Küresel kanıt tabanını kullanmaktan bahsediyoruz.
USAID’in içine ve USAID’in ürettiklerine bakmak için “X hakkında elimizdeki kanıtlar neler?” diye sorduğunuz süre bir tür kültürel içgüdü ortaya çıkıyor. Aslına bakarsak kanıt delildir. Kimin ödediği kimin umrunda? Nakit emekleri bunun muhteşem bir örneğidir. Normal olarak USAID’in son aşama coşku verici bazı mühim projeleri var. Sadece gerçek şu ki, bu, nakit transferi programlarının tesirinin kanıta dayalı temelinin yüzde 5 ila 10’u kadar bir şey. Kısaca eğer insanlara nakit dağıtmaktan ne bekleyeceğinizi bilmek istiyorsanız, yalnız USAID’in ödediği şeylere bakmazsınız.
Dylan Matthews
Kimi zaman insanların “etkililik”, “maliyet etkinliği”, “değerlendirme” ve “tesir değerlendirmeleri” derken neyi kastettikleri birazcık karışabilir. Bu şeyler içinde ince fakat oldukca mühim ayrımlar vardır.
Ayarladığınız çıta nedir? Ne tür kanıt ve informasyon istiyorsunuz ve bu standardın altında kalabilecek bazı kanıt yada informasyon örnekleri nedir?
Dekan Karlan
Öyleyse, bazı hizmetlerin olduğu – ayni olabilir, nakit olabilir, bir eğitim olabilir, bir topluluk toplantısı olabilir – sadece bir miktar hizmetin sunulmuş olduğu hane halkı yada cemiyet düzeyindeki programları ele alalım.
Dylan Matthews
Bu tür bir değerlendirmeye örnek verebilir misiniz? “İşe yarıyor mu?” değerlendirme örneklerini düşünmek en azından benim için daha kolay. Diyelim ki, alıcıların nakit yada başka varlıklar aldıkları ve aşırı yoksulluktan “mezun olmaları” umuduyla bazı eğitimler aldıkları bir mezuniyet programını hayal ediyorsunuz. Bunun işe yarayıp yaramayacağını kontrol eden rastgele denemeler yaptık. Belirli bir programın en iyi şekilde iyi mi kurulacağını tahmin eden bir tecrübe etme nedir?
Dekan Karlan
Azca ilkin adlandırdığınız bir örnek: mezuniyet programları. Değerlendirmenin içinde, programın teşvik etmeye çalmış olduğu gelir getirici faaliyetlere destek olmak için hane halkıyla meydana getirilen yüksek sıklıkta toplantılara karşı grup ve bireysel karşılaştırma testi yapılmış oldu.
Diyelim ki üç keçim var. Bigün yedi keçim, sonrasında da 10 keçim olsun isterim. Oraya ulaşmak için bir plan yapıyorum ve ortaya çıkabilecek sorunların üstesinden gelmeye destek olmak ve bu hanelerin iyi mi doğru yolda kalacakları mevzusunda düşünmelerine destek olmak için tertipli kontroller yapıyorum.
Bunu yapmanın iki rakip yolu vardı. Bunlardan biri bireysel toplantılar yapmak. Diğeri ise topluluk olarak. Bireysel toplantılarla ilgili düşüncelerden biri, hanelerin daha özelleştirilmiş, hususi bilgiler alabilmesidir. Ek olarak her insana açık olarak paylaşmak istemedikleri hususi şeyleri de olabilir.
Öte taraftan grup toplantısı toplumsal sermayenin oluşturulmasına destek olabilir. İnsanların birbirlerinin problemlerinden öğrenmelerine destek olabilir. Maliyet açısından bakıldığında, grup toplantıları daha ucuzdur şundan dolayı bir saha temsilcisi gider ve aynı anda birçok kişiyle bir toplantı yapar.
Kısaca ortada açık bir değiş-tokuş var ve biz cevabı bilmiyorduk. Şimdi bunun aynı programda iki değişik örnekte kontrol edildiğini gördük. Her iki durumda da kesinlikle hiçbir fark yaratmadı, bu da “gruplar yapın” anlamına geliyor şundan dolayı bu tarz şeyleri yapmak daha ucuz.
Dylan Matthews
USAID çalışanının size sunmuş olduğu kanıtları entegre etmenin önündeki en büyük engellerden bazıları nedir? Onu ne yapar? Negatif kolay?
Dekan Karlan
Cevaplardan biri iyi bir sentezin olmayışıdır. En büyük darboğaz problemlerinden biri süreçte bir adımın olmamasıdır. [evidence]. Ödül verme sürecinde, “Şimdi deneyin ve tavsiye edilen faaliyetler içinde elimizdeki maliyet etkinliği tahmini nedir?” diyen bir adım yok. Bu açık bir adım değil.
Ek olarak bant genişliği sorunları da var; birbiriyle yarışan oldukca sayıda talep var. Bu taleplerden bazıları cinsiyet, çevre ve satın alma sürecindeki hakkaniyet şeklinde mühim mevzularla ilgilidir. Bunlar, uyulması ihtiyaç duyulan sürece adımlar ekler. Sonuçta oldukca fazla çalışan insanla karşılaşıyorsunuz ve sonrasında “İşte yapılacak bir şey daha var” diyorsunuz.
Bu adımı ideal olarak negatif maliyetli bir adım haline getirmemiz hakikaten mühim.
Dylan Matthews
Kısa sürede meydana getirilen bir iç araştırma, yalnızca resmi tesir değerlendirmesi alan USAID projelerinin payının düşük bulunduğunu değil, hem de yüksek kalite olarak derecelendirilen tesir değerlendirmelerinin payının da oldukca düşük bulunduğunu (ortalama yüzde 3) ortaya koydu. Oradaki teşhisin nedir? Eğitim eksikliği mi? Bir değerlendirmeyi yüksek kalitede kılan şeyin ne olduğu mevzusunda net olmayan beklentiler var mı?
Dekan Karlan
Bir şeyi kaliteli kılan şeyin ne olduğuna dair bazı yanlış bilgiler bulunduğunu düşünüyorum. Sadece karşılaştığımız aslolan probleminin bu bulunduğunu da düşünmüyorum. USAID’de daha çok tesir değerlendirmesi yapılmasını temenni ediyorum ve görmek isterim. Beni yanlış anlamayın. Bu bir hedef.
Ödüllerimizin ne kadarının tesir değerlendirmesi almış olduğu umurumda değil. Bu benim için mühim olan bir ölçü değil. Benim için mühim olan, USAID olarak bizim bu boşlukları doldurmaya destek olabileceğimiz kanıt boşlukları var mı?
Daha fazlasını öğrenmek için iyi bir konumdaysak, o süre bu, o alanda informasyon üretilmesine destek olarak ödülümüzden daha büyük bir tesir yaratmak bizim için mükemmel bir fırsattır. Bu, ödüllerimizin ne kadarı üstünde tesir değerlendirmesi yaptığımızla ölçülmez.
Örnek olarak eğitimde doğru seviyede öğretimi ele alalım, yoksa nakit transferi de bir başkası olabilir. Nakit transferleri üstünde 50, 100 kadar rastgele tecrübe etme yapılmış oldu. Doğru seviyede öğretiyorum, o denli değil fakat bir ihtimal bir düzine. Bu tarz şeyleri yapıyor olabileceğimiz durumlar var ve niçin tesir değerlendirmesi yapmamız gerektiğine dair iyi bir argüman yok. Teslim edileni teslim ettiğimizden güvenli olmak için bir süreç kontrolü yapmalıyız. Sadece etkinin ne olduğuna ilişkin büyük fotoğraf sorusunu sormak, bu faaliyetlerin etkisine ilişkin aslına bakarsanız oldukça dolu olan informasyon yığınına yalnız bir damla eklemek anlamına gelir.
Bu yüzde 3’ün devasa yükseklikte olduğu bir duruma iyi bir örnek. USAID için küresel olarak yüzde üçün yüksek bulunduğunu söylemiyorum. Sayının daha çok olması icap ettiğini düşünüyorum. Sadece mühim olan şu ki, yalnız ödüllerimizi sayarak ve bunların ne kadarının tesir değerlendirmesine haiz bulunduğunu söyleyerek değil, dünyaya destek olacak bir şeyi nereden öğrenebileceğimize nazaran yönlendirilmelidir.
Source: www.vox.com